Kriz sonrası dünyada pazarlama stratejinizi sıfırlamanız için üç anahtar

Kriz zamanları belirgin bir değişiklik gerektirir; şimdi “Sıfırlama” zamanı.

Pandemi, kapanmalar, evden çalışma, ekonomik dalgalanma, sosyal dünya, online alışveriş, sosyal mesafe ve maskeler…

Bir dakikanızı ayırın ve 2020’nin başına, “koronavirüs”ün çoğumuzun aklına bile gelmediği ve “pandemi”nin filmlerde ve televizyonlarda başınıza gelen bir şey olduğu zamanları düşünün.

Belki de tüm bunlar başladığında, bir pazarlamacı olarak nasıl tepki vereceğinizi düşünmeye başladınız ya da bir reklamveren olarak neyi farklı yapmanız gerekebileceğini? Bu süreçte önünüzdeki haftalarda iş önceliklerinizi  yeniden nasıl düzenleyecektiniz? Haftalar, belki aylar boyunca bir belirsizlik garantilenmiş gibiydi. Bu virüs kesinlikle, H1N1 veya Ebola ile ilgili biraz belirsiz anılarımız gibi ele alınacak bir şeydi ve sonra her zamanki gibi işimize geri dönecektik.

Şimdi, yılın sonlarına doğru, bunun hiç de eskisi gibi bir iş olmadığını anlıyoruz. Bu kriz gerçekten farklı bir şey, çok daha temel bir şey. Bu belirgin bir değişim, bir bükülme noktası, bir zamandan diğerine geçiştir.

Bu “Sıfırlama”dır.

Devam eden krizlerden ortaya çıkan şey – pandemi, ekonomik belirsizlik, küresel siyasi gerilimler, yaklaşan ABD seçimleri, toplumsal huzursuzluk – hayatımızda eşi görülmemiş bir şey; bizi bu noktaya taşıyan birçok kuralı ve inancı temelde yeniden yazan bir şey. Sıfırlama, toplumun her kesimini, her bireyi, her işletmeyi, kurumu ve her ulusu etkiler. Bu sıfırlama ile bazıları yeni keşfedilen güçlü yönler ve yeteneklerle ortaya çıkacak; bazılarıysa hiç ortaya çıkamayacak.

Pazarlamacılar için sıfırlama, kendisini birkaç önemli şekilde gösterir: güven, değerler ve eylem. Planlarımızı oluştururken her birini anlamak bir gerekliliktir. Pazarlamacılar, sonsuz reaktif bir duruştan kesin bir proaktif duruşa geçmelidir.

Gelecekte başarılı bir pazarlamacı, hızlı değişimin yanı sıra yeni kurulan sosyal normları da yakından takip edecek. İşte bunların tümü, sıfırlama’nın üç temel unsuruyla iç içedir:

Güven sıfırlama:

Pazarlamacıların dijital ortamdan fiziksel ortama kadar her türlü etkileşimi düşünmeleri gerekir. Dünyanın dört bir yanındaki tüketiciler, yaşam, çalışma ve oyun oynama konusunda eşi görülmemiş ve beklenmedik bir değişimin merkezindedir. Pandemi ile birlikte markalara, hükümetlere, kamu kurumlarına ve hatta diğer insanlara olan güven buharlaşmış durumda.

Değer sıfırlama:

Güvenin diğer tarafıdır. Tüketiciler ve işletmeler güvenleri azaldıkça, değerleri de yeniden yazılıyor. Aylardır süren tecrit, bireylere ve ailelere uzun zamandır değer verdikleri şeyleri değerlendirme fırsatı yarattı. Belirli giysi türlerinin ihtiyacının sorgulanmasından (kimler gerçekten ceket giyip kravat takarak görüntülü konuşma yapmak ister ki?) kendi ekmeğini pişirebileceklerini fark etmek gibi basit değerler değişiyor.

Eylem sıfırlama:

Son olarak, gelecek için oyun kitabımızı yazmaya başladığımız yapıdır. Buradaki eylem insanlar, işletmeler ve sosyal kurumlar arasındaki etkileşim mekanizmaları, araçları ve protokollerini ifade eder. Bu noktada pazarlamanın yeni kanallar, yeni tempolar ve yeni fikirler oluşturmak ve benimsemek için yönlendirmesi gerekir.

 

Sıfırlama, pazarlamacıların oyun kitaplarını gözden geçirmeleri ve yeniden yazmaları için önemli zorluklar ve fırsatlar sunuyor. Sürekli krizler ve tüketici beklentilerindeki sismik değişikliklerden sonra dünyada kazanmak için dikkatli planlama, müşterilerin derin bir şekilde anlaşılması ve dijital pazarlama araçlarının kullanılması konusunda devrim niteliğinde bir düşünce gerekir. Pazarlamacılar, markalarının yeni dünyada hayatta kalmasını ve başarılı olmasını istiyorlarsa hemen yeni ve en iyi uygulamaları geliştirmelidir.

Kaynak: https://adage.com