İçerik hataları markanıza ve SEO’nuza zarar verebilir

Hedef kitlenin güvenini sağlamak için optimizasyon nasıl yapılır? Ayrıca markanızın repütasyonunu yok edebilecek hatalarla baş etmek için dört ipucu.

Güven önemlidir. İster yalnız bir marka yayını için, ister bir şirket bloğu için içerik üretiyor olun, insanların ve arama motorlarının sitenizdeki bilginin güncel ve doğru olduğuna inanmasını istersiniz.

Artık, temas ölçütlerinin SEO’da önemli bir faktör haline gelmesiyle beraber, biri olmadan diğerine sahip olmanız mümkün değil. Google, bir kitlenin ilgisini çekmeyen ve onunla temasa geçmeyen bir siteye güvenmez ve onu üst sıralara çıkarmaz ve ziyaretçiler de Google’da ilk sıralarda bulunmayan bir web sitesine güvenmez ve hatta böyle bir siteyi bulamaz bile. Güven, bu kitleyi yaratmanın yoludur.

Yayıncılar için içerik onların ürünü ve markalarıdır. Kitlenizle ilişkinizi yayınladığınız içerik üzerinden oluşturursunuz.Bazen içeriğiniz sitenize trafik, sıralama ve paylaşım üretmekte başarısız olabilir ve sizi umduğunuz noktaya taşıyamayabilir.Ama çok daha kötü bir şey de olabilir. Birçok yayıncı için bu kaçınılmaz. Bu bir “eğer olursa” değil, “ne zaman olacak” sorusudur.Doğru olmayan bilgi içeren bir içerik paylaşabilirsiniz. Bunlar sadece küçük yazım hataları değil, özür ve düzeltme hatta kimi zaman geri almak zorunda kalacağınız bilgiler içeren içerikler olabilir.Böylesine büyük bir hata ertesi gün unutulabilir mi? Belki, eğer gerçekten sağlam bir marka oluşturabilmişseniz ve bir daha böylesine büyük bir hata yapmazsanız.Fakat eğer markanız düzenli olarak hatalar içeren içerikler yayınlıyorsa, bu sizin çekirdek kitlenizin markanıza güvenilip güvenilemeyeceğini sorgulamasına sebep olabilir mi? Kesinlikle. Bu durumda markanız amatör görünecektir. İnsanların vakitlerini boşa harcatan içeriğe tahammülleri yoktur.

Kitlenizin size güvenini kaybetmek en nihayetinde markanıza zarar verecek ve SEO çabalarınıza ciddi negatif etki yapacaktır.

Kitleniz odaklı optimizasyon

Hedef kitleniz hakkında net bir fikir sahibi olmanız gerekir. Sitenizi düzenli olarak kimin ziyaret etmesini istiyorsunuz? Hedef kitlenizin demografik özellikleri neler? Yaş, cinsiyet, yer, iş ve gelir seviyesi sizin için önemli olacak kriterlerden sadece birkaçı. Hedef kitlenizin ilgisini çekebilecek konular hangileri? İstekleri, ihtiyaçları ve problemleri neler? İçerik hedefiniz ne? Bu içeriği neden yaratıyorsunuz? Bu içerik kitlenizin bir sorusuna veya problemine en iyi yanıt ya da çözüm olacak mı? Hedef kitlenizin hangi konular hakkında okumak ve hangi konularla temasa geçmek istediğini belirleyin. Onlara bu içeriği sağlayın ve onlarla kendi dillerinde konuşun.

Uzman odaklı optimizasyon

Yazar uzmanlığı artık önemini kaybetse de, yetkinlik kitleniz için hala önemli. Kitleniz, okudukları veya izledikleri içeriğin ne yaptığını bilen insanlar tarafından üretilmiş olduğunu bilmek ister. Diğer bir deyişle, sektöründe uzman olan yazarlar tarafından. Yazarlarınız tam bir biyografiye sahip mi? Bu yazarların en azından bir yazar künyelerinin, fotoğraflarının, kariyerleri hakkında detaylarının ve hangi alanda uzman olduklarının bilgisinin bulunması gerekir. Eğer bunlardan biri bile eksikse, bu kitlenizde soru işaretlerine sebep olabilir. İnsanların markanızın iletişim bilgilerine ulaşmasının kolay olmasını sağlıyor musunuz? Bu ister sosyal medya olsun, ister bir iletişim formu, e-posta veya telefon; kitlenize size istedikleri şekilde ulaşmalarını sağlayabilecek yollar sağlayın.

Kullandığınız kaynaklara bağlantı sağlıyor musunuz? Bunu yapmak kendi işinizi yapmanızı mümkün kılmaya yardımcı olan işin hakkını verir, iddianızı güçlendirir ve konu hakkında daha derin bilgi sahibi olmak isteyen okuyucular için faydalı olabilir.

Doğruluk odaklı optimizasyon

Kitleniz sizden doğru olmanızı talep eder. Eğer bir şeyi yanlış yaptıysanız bunu içeriğinizin yorumlar kısmından, sosyal medyadan ve (eğer gerçekten çok yanlış bilgiler verdiyseniz) diğer web sitelerinden duyarsınız.Veya daha da kötüsü, bu konuda hiçbir şey duymazsınız. Sitenizin trafiği yavaşça erimeye başlar. Daha önce hiç yeni bir restoran deneyip berbat bir servisle ya da yanlış gelen siparişle karşılaştınız mı? Veya ikisi birden? Bu durumda Yelp veya TripAdvisor gibi bir siteye gidip bu restorana iğneleyici bir 1 yıldızlık yorum mu bıraktınız yoksa basitçe bir daha bu restorana asla gitmemeyi mi tercih ettiniz? (Elbette iki sonuç da sizin için kötü!)

Birilerinin sitenizi ziyaret etmesini sağlamak için çok çaba harcayarak yaptığınız optimizasyondan sonra bu kullanıcıyı berbat bir içerik tecrübesiyle karşılamayın. En kötü anlarınızdan birinin onların markanızla ilk tecrübeleri olmasına izin vermeyin. Çünkü bu durumda muhtemelen sitenizi tekrar ziyaret etmeyecekler. İçeriğiniz doğru şekilde düzenlenmiş mi? Çok iyi bir editör tutun ve içerik pazarlamanızı yapmak için kendini ispatlamış bir ajansla anlaşın. İçeriğiniz objektif mi? Sahip olabileceğiniz ön yargıların farkında olun, mümkün olan her fırsatta birden çok bakış açısını keşfedin ve muhtemel çıkar çatışmalarından her zaman kaçınmaya çalışın. İçeriğiniz güncel mi? Eski içeriğinizi kontrol etmeyi rutininizin bir parçası haline getirin ve gerekli olduğunda güncelleyin.

Repütasyon odaklı optimizasyon

Sadık ve temas halinde bir kitle ve topluluk yaratmanın birçok büyük faydası vardır. Pew Research’e göre direkt ziyaretçiler sitenizde daha çok zaman geçirirler ve her ay çok daha fazla sayfa tüketirler.

İçeriğinizi (kullanışlı olduğu için, alakalı bir problemi çözdüğü için, iç görü sağladığı için, yeni bir keşfi paylaştığı için veya bir şekilde eğlenceli olduğu için) değerli bulan okuyucuların bu içeriği paylaşma ihtimali de oldukça yüksektir. Bu da yarattığınız harika içeriği daha çok insanın fark etmesini, abone olmasını ve gelecekteki içeriklerinizi de paylaşmasını ve böylece ulaştığınız alanın genişlemesini sağlar.İyi bir gidişatı durdurmanın ve kitlenizin sizi terk etmesini sağlamanın en kolay yolu vasat içerikler oluşturmaktır. Ve eski bir deyişte geçtiği gibi, kara haber tez duyulur.

Eğer bir sitenin kalitesi düşüyorsa, sebebi önemli olmaz ve insanlar bunu fark eder. Eğer bir şeyleri batırırsanız, insanlar bunun hakkında konuşurlar.Sahte haberlerin, alternatif gerçeklerin, dedikodunun ve anonim iddiaların gerçek gibi yayıldığı bir dönemde markanızın kendini en yüksek standartlarda tutması şarttır. “önce yayınla, sonra özür dile” uzun vadede kaybettiren bir modeldir.En nihayetinde insanlar sizi içeriğinizin söylediği şey sebebiyle sevebilir veya aynı sebepten sizden nefret edebilir. Fakat eğer sadık kitleniz size olan güvenini kaybederse, artık onları geri kazanmak çok zor olur.

Zararlı içerik hatalarıyla baş etmek için 4 ipucu

İster ana akım medya olsun, ister bir endüstri ağırlık web sitesi, editörler son savunma hatlarıdır. Hazırlıklı olun.

1- Bir planınız olsun

Sosyal medya kriz yönetimi planına sahip olmanın önemini hepimiz biliyoruz. Peki, içeriğiniz bir krize sebep olduğunda kullanmak üzere bir planınız var mı? Tıpkı evinizde bir yangından kaçış planına sahip olduğunuz gibi; içerik kaynaklı “yangınlar” durumlarında kullanmak üzere bir planınızın olması ve ona ihtiyaç duymamak, hiç planınız olmamasından iyidir. Bu planın kimde olacağını belirleyin. İdeal olarak bu planı uygulayacak kişinin en iyi editörlerden biri ve yayınların güvenilir bir yüzü olması en iyisidir.Kriz geçtiğinde planınızın işe yarayıp yaramadığını gözden geçirin ve gelecekteki durumlar için planı yeniden düzenleyin (gerçi bu tip bir durum tekrar yaşanmayacak, öyle değil mi?) .

2- Hızlı hareket edin

Takım içinde durumdan haberdar olması gerekli olan herkesi bilgilendirdiğinizden emin olun.Takım dışında ise tüm dijital kanal ve platformlarda problemi kabul edin. Sorunu çözmek için ne yaptığınızı açıklayın ve özür dileyin.Gönderiyi güncelleyin veya içerik krizinizle alakalı tartışmaların yapıldığı yorumlarda ve sosyal medyada aktif olarak bulunun.Böyle durumlarda okuyucularınıza ve müşterilerinize karşı hırçın davranmak dışında yapabileceğiniz en kötü şey cevapsız kalmak ve alakasız görünmek.

3- Gönderinize ne olmalı?

İşler tek seçeneğinizin postu kaldırmak olacağı kadar kötüye gittiğinde ne yapmalısınız? Genellikle bu noktada 3 seçeneğiniz var:

Postu silmeyin:  Hak ettiğiniz cezayı herkesin göreceği şekilde çekin. Bir editör notunun ya da düzeltmenin makalenin en üstünde göründüğünden emin olun. Teorik olarak; bir şeyleri batırdığınızı itiraf etmek, size duyulan güveni bir noktaya kadar koruyabilir. Rolling Stones’un “A Rape on Campus” makalesini tartışma yaratan bir yayın örneği olarak gösterilebilir.

Postu silip, sayfayı silmeyin: Postu silip neler olduğunu açıklayarak bir düzeltme veya özür yayınlayın. Upworthy’nin yapay tatlandırıcılar hakkında yazıp geri çektiği bu makaleyi örnek olarak görebilirsiniz.

İçeriği silin: İdeal olarak; 301’in sayfayı aynı veya benzer içerikli bir sayfaya, eğer olmuyorsa ana sayfaya yönlendirmesi gerekir. Eğer bilgi doğru değilse, içerikten tamamen kurtulmayı düşünebilirsiniz. İnsanları sizin için sıfır değere sahip bir sayfaya getirmeye değip değmeyeceğine karar vermeniz gerekir.

4- Bir felaket yaşanması ihtimalini azaltın

Büyük veya küçük hataları engellemek için birkaç ipucu:

Eğer bir makalenin içindeki iddialar hakkında şüpheliyseniz, yazardan kanıt isteyin (görsel, doküman vs.) Eğer hala şüpheliyseniz, daha fazla kanıt talep edin. (ayrıca konuya göre yasal önerileri göz önünde bulundurun.) Görselleri, özellikle daha önceden var olan bir doküman yoksa kanıt olarak yayınlayın (yalnızca görsellere sahip olduğunuzu iddia etmeyin). İsimleri kontrol edin (insanların, yerlerin, şeylerin vs.).İş ünvanlarını kontrol edin. Fikirleri veya alıntıları orijinal kaynaklarına atfedin. Doğrulayın ve kullanışlı kaynaklara yönlendirin.

Ne yayınlıyorsanız osunuz

Bir büyük içerik hatası şans eseri olabilir. İkincisi tesadüf olabilir. Fakat bu noktadan sonra net bir şekilde ortada kötü bir düzen vardır. Editöryel sürecinizin düzeltilmesi gerekir. Bu biraz “Monty Pythton and the Holy Grail” filmindeki, Kara Şövalye ile Kral Arthur’un dövüştüğü ünlü sahneye benziyor.  İçerik hatalarınızın yalnızca küçük sıyrıklar olduğunu söyleyebilirsiniz fakat aslında bu anlarda markanız küçük parçalara ayrılıyor.

Okuyuculara düzenli olarak eğitim içerikli, bilgi ve ilham verici ve eğlenceli içerik sunmak oldukça büyük baskı yaratabilir fakat bu standartlarınızı düşürmeniz gerektiği anlamına gelmez. Siz ne yayınlıyorsanız osunuz. Dünyadaki hiçbir SEO, içeriğiniz markanızın sağlığını tehdit ettiği sürece size yardımcı olamaz.

Kaynak: searchenginewatch.com