Çin futbolu dünya devi olma yolunda ilerliyor

Aldığı yıldız isimlerle Ocak ayı transfer dönemine damgasını vuran Çin futbolu, dünya devi olma yolunda ilerliyor. 1 milyar 380 milyon ile dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip olan Çin, ekonomik hacmini futbola da yansıtacak.

Asya’nın birçok alanda gelişmeyi sürdüren ülkesi Çin’de futbol önemli bir spor haline geliyor. 2012 yılında devlet başkanlığına seçilen Xi Jinping ülkedeki futbola seviye atlamayı hedefledi ve ilk olarak Çin Futbolu ile iç içe anılan şike ve usulsüzlük skandallarının tamamen önüne geçip, sponsorların futbola yatırım yapmasının önünü açtı.

Çin’de 1 milyar 300 milyondan fazla insan yaşıyor. Fakat buna rağmen, federasyona kayıtlı olarak futbol oynayan genç sayısı 2012’de sadece 100 bin. Bu sayı 90’lı yıllarda ise 600 bine kadar dayanmış. Komunist Parti’nin yürüttüğü sistem futboldan para kazanmayı engelliyordu. Bu yüzden de oyuncular futboldan yeteri kadar para kazanamıyordu. Ülkede futbol 1994 yılında profesyonelleştiğin de ise özel şirketler futbola yatırım yaptılar. Fakat, kısa sürede haddinden fazla gelir elde edebilmek için yasa dışı yollara saptılar. Bu olayda para kazanmaya dünden razı futbolcu ve hakem topluluğunu doğurdu. Şikenin kol gezdiği bir ligde de seyircinin ve sponsorların maçlara ilgi göstermesi beklenemezdi.

İşte bu devranın yıkılması için ilk hamle 2007 yılında yapıldı. O yıl Singapur’daki bir şike soruşturmasının köklerinin Çin’e kadar uzandığının keşfedilmesiyle başlayan operasyonların ardından yapılan temizlikle kulüpler futbola odaklanmak zorunda kaldı. Özel firmalar kulüplere sponsor olup yıldız futbolcular ve teknik adamlar transfer edilmesini sağlasalar da(Anelka, Drogba, Vagner Love, Pablo Batalla, Paulinho, Robinho, Demba Ba, Tim Cahill) işlerin böyle yürümediği, parayla bir yere kadar başarı elde edilebileceği kısa sürede anlaşıldı. Ülkenin futbol kimliğini oluşturması, altyapı yatırımlarının yapılması, saha dışında da gelişmeler kaydedilmesinin gerekliliği kulüpleri perspektif genişletmeye zorladı.( Tabi burada devlet başkanı Xi Jinping’in hakkını vermek gerekir )Japon futboluna devrim yaptıran Amerikalı Tom Byer 2012’de federasyon çatısı altındaki futbol okullarının baş danışmanı yapıldı. Bununla birlikte de tesisleşme ve ülkede futbol kimliği oluşturma çabaları hızlandı.

Bu proje sadece baş danışman ve ünlü futbolcular getirmekle istenilen aşamaya gelemezdi. Bu yüzden de ülkeye teknik direktörlükte büyük bir marka olan Marcelo Lippi ( Guangzhou Evergrande-2012 ) getirildi. Bununla birlikte Real Madrid kulübü ile altyapı okullarına destek verilmesi konusunda anlaşmaya varıldı. Lippi’nin imza töreninde Çin Futbol Federasyonu başkan yardımcısı Wei Di’nin söylediği sözlerde futbola verdikleri önemi anlatır nitelikteydi : ‘’ Gençlerin yetiştirilmesi çok büyük bir iş. Ciddi bir efor ve yatırım gerektiriyor. Devletin bunu tek başına yapması mümkün değil. Bu açıdan Evergrande Futbol Okulu ülkede futbolcu yetiştirilmesi konusunda lider rol oynayacak.’’

Futbolcu yetiştirilmesi konusunda en büyük engel ise ‘’Tek Çocuk Politikası’’. Nüfus artışını azaltmak amacıyla yapılan projeden dolayı aileler çocuklarının futbol ile uğraşmasına sıcak bakmıyor. Ülkede görev yapmış ünlü teknik direktör Sven-Göran Eriksson’ a göre ise ülkede ki eğitim sistemi çocukların futbol oynaması için en büyük engel. Eriksson’un ‘’ 10 yaşındaki çocuklar akşamları saatlerce ödev yapıyor. Eğitim sistemi inanılmaz rekabetçi ve hiçbir spor için yer yok.’’ Sözleri ülkede, eğitim sisteminin spor için bir handikap olduğunu gözler önüne seriyor. Guangzhou Evergrande’nin bu handikapı aşması için yaptığı tesislerin içinde okula da yer vermesi, kulübü hedeflenen sonuca götürmedi. Tesisin ilk senesinde açılan 3.150 kişilik kontenjana ve 46 milyonluk bir havuzda yapılan taramaya rağmen sadece 1.086 kişinin kayıt olması da bu ön yargının kolay kolay kırılmayacağını gösteren etkenlerden.

Fakat buna rağmen ülke futbolunda altyapının gelişmesi için yatırımlar devam ediyor. Son olarak Brezilya’nın efsanevi oyuncularından Ronaldo ülkede ‘’ Ronaldo Academy ” adı altında 30 futbol okulu açacağını açıkladı. 39 yaşındaki Ronaldo bu kararı almasında Xi Jinping’in futbola verdiği önemin büyük payı olduğunu söyledi:

“Arkamda böyle büyük desteklerin olduğunu görmek bana büyük güç verdi. Çin’de çok futbol taraftarı var. Bunun yanında kalabalık bir ülke olduğunu hepimiz biliyoruz. Ülkede ki lisanslı futbolcu sayısı da çok kötü değil. Çin hükümetinin ve sosyal organizasyonların futbola olan ilgisi de büyük.”

2015-2016 sezonu devre arası transfer döneminin şampiyonu olan Çin Süper Ligi 4 Mart’ta başlayacak olan yeni sezon öncesi önemli yıldızları kadrosuna kattı. Çin takımları bu transferlere yaklaşık 300 milyon Euro harcadı. Çin Süper Ligi’nin transfer rekorlarını ardı ardına kırdığı dönemde Alex Teixeira, Jackson Martinez, Ezequiel Lavezzi, Ramires ve Gervinho gibi önemli isimler Çin futbolunun kalkınması adına bu ülkeye gelen futbolcular oldu.

Futbol sevgisiyle bilinen Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in asıl hedefi ise 2020 yılı. Başkan, dört yıl sonra kulüplere 15 milyar Euro artı bütçe ayıracaklarını ve dünyanın en iyi takımlarının Çin’de olacağını iddia ediyor. Bununla birlikte, Başkan ayrıca gelecekten de umutlu. Bundan dolayı da ülke futbolundaki hedefte çıtayı yükseğe koymuş vaziyette. Ülke futbolu için 3 hedef olduğunu söyleyen Xİ Jinping hedefleri şöyle sıralıyor: Çin, Dünya Kupası’na katılsın. Çin, Dünya Kupası düzenlesin. Çin, Dünya Kupası’nı kazansın.

Yakın gelecekte Avrupa futbolunu geride bırakacakları iddiasıyla yola çıkan Çin Süper Lig kulüpleri yayın ihalesiyle de ceplerini doldurdu.Çin Süper Ligi yayın hakları ihalesinde de kendini “ Futbol Ülkesi “ olarak yorumlayan Türkiye’yi de 3’e katladı. Çin Süper Ligi’nin gelecek 5 yıllık yayın hakları tam 8 milyar yuan (yaklaşık 1.25 milyar dolar) karşılığında Aoti Dongli adlı firmaya satıldı. Çin Süper Ligi’nin hali hazırda 300 milyon televizyon izleyicisi bulunuyor.

Bu sene yaptığı transferler ile adını tüm dünyaya duyurmayı başaran Çin Süper Ligi’nde taraftarların maçlara ilgisi de her geçen gün artıyor. Çin Ligi geçtiğimiz sene 22 bin biletli seyirci ortalaması ile Avrupa futbolunun İtalya ve Fransa gibi önemli liglerini yakalamayı başarmıştı. Çin medyasında konuyla ilgili yer alan haberlerde, özellikle yapılan büyük transferler ile birlikte 2016 sezonundaki maç başına ortalama biletli seyirci sayısının 25 bini geçmesinin beklendiği belirtildi.

Çinli yetkililerin bir sonraki hedefi ise (2018 sezonu için) Çin Süper Ligi’ni dünyanın en yüksek seyirci ortalamasına sahip üçüncü ülke haline dönüştürmek. Dünyada hali hazırda en yüksek seyirci ortalaması Alman Ligi Bundesliga’nın elinde bulunuyor. 42.491 maç başı seyirci ortalamasına oynayan Bundesliga’yı, İngiltere Premier Ligi 35.858 ortalamasıyla ikinci sıradan takip ediyor.