Fotoğraf kabini kadınları aile içi şiddet istatistiklerini yansıtan resimlerle şaşırttı

Yüz tanıma yazılımı, araştırmacılar 60’lı yılların ortalarında insan özelliklerini belirlemek için bilgisayarları programlamaya başladıklarından beri uzun bir yol kat etti. Öyle ki, yüz tanıma teknolojisini bugün birçok uygulama ve kampanya aracılığıyla deneyimleyebiliyoruz.

Yakın tarihte DDB’nin Berlin Ofisi tarafından kadın hakları grubu “Terre Des Femmes” ile birlikte yürütülen proje, yüz tanıma teknolojisi için yeni ve şok edici bir uygulama buldu. Aile içi şiddetin yaygınlığını vurgulayan proje, iç görüsünü ev içi şiddetin dünya çapında bir salgın gibi yayılıyor ve pozisyonunu koruyor olmasından oluşturuyor. Aile İçi Şiddete Son Vermeye Yönelik Ulusal Ağ, her gün üç Amerikalı kadının kendilerine en yakın olan kişilerin elinde öldüğünü tahmin ediyor. Dört Alman kadından biri ise hayatlarının bir noktasında bu durumla karşılaşıyor. Her yıl Mart ayında düzenlenen Uluslararası Kadınlar Günü’nde gerçekleştirilen bu proje sayesinde DDB, Berlin’in ünlü fotoğraf kabini ikonu –photoautomat- yardımıyla bu gerçeği gün yüzüne çıkardı.

Ajans, tasarım firması Polyxo Stüdyolarıyla, yukarıda bahsedilen istatistiği yansıtacak şekilde özelleştirilmiş kabini oluşturmak için çalıştı ve ilgili fotoğraftaki her dört fotoğraftan birine “çürükler” uyguladı. Bu işbirliği zorla fahişelik, düzenlenmiş evlilik ve kadın sünneti gibi hâlâ yaygın uygulamaların önlenmesine yönelik çabalarla dünyadaki diğer gruplarla birlikte çalışan Hamburg merkezli kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Terre Des Femmes’in çalışmalarının tanıtımını yaptı.

Grubun genel müdürü Christa Stolle durumu şu sözleriyle açıklıyor: “Aile içi şiddet Almanya’da büyük bir sorun. Yaşam boyu dört kadından biri en az bir kez bu sorundan etkileniyor ancak maalesef, çoğu insan bunu bilmiyor. Bu fotoğraf kabini aktivasyonu ile sorunun ne kadar ciddi olduğunu açıkça gösteriyoruz ve hepimizin bu resmi değiştirmek için bir şeyler yapabileceğimizi gösteriyoruz: bilgiyi yaymak, mağdurları destekleyerek, bu videoyu paylaşmak gibi.”

DDB yönetici reklam direktörü Myles Lord, projeyi “Güçlü bir fikir, sadece fikirlerini değil kalplerini de bu girişime koyan yorulmaz bir geliştirme ekibi tarafından daha güçlü hale getirildi” sözleriyle özetledi. “Bu eylem, reklam öğelerini ve teknolojiyi aynı masaya getirdiğinizde ne olduğuna iyi bir örnek.” diye ekledi.

Kaynak: http://www.adweek.com