Demokratikleşen lüks

Kerastase Lüks Servis Sanatı Kongresinde konuşan , Zen Diamond Yönetim Kurulu Üyesi Şükran Güzeliş, tüm dünyada refah seviyesinin artmasıyla birlikte bir çok markanın, geniş bir kitleye yöneldiklerini ve “erişilebilir lüks” anlayışıyla stratejilerini kurduklarını söyledi.

Güzeliş konuşmasında:” Bugün lüksün tanımı ve yaşanışı herkese göre farklı. Geliri ne olursa olsun herkesin kendine göre bir lüks anlayışı var.

Yeni tüketici segmentinin kendi sınırlarını zorlayarak elde ettiği ayrıcalıklar ve “kendini şımartma” imkanları kişiselleşmiş lüks anlayışını oluşturuyor.

Birinin lüksü diğerinin gündelik eşyası olsa bile kişiye yaşattığı duygular benzer. Bu bağlamda “demokratikleşen lüks” ten bahsetmek mümkün” dedi .

Müşteri “ayrıcalıklı” deneyim ve hizmet satın alıyor

Satın almanın arkasındaki motivasyon ne olursa olsun lüks herkes için bir “nadirlik” ve “ayrıcalık” simgesidir. Lüks bir ürüne ya da hizmete sahip olmak isteyenler aslında ürünün kendisinden öte sağladığı “ayrıcalığı” satın alırlar.

İster “ben buna değerim” dürtüsüyle, ister “başkalarına üstünlük kurma dürtüsüyle” olsun lüksün kolaylıkla açıklanamayacak bir cazibesi var.

Yaptırdığımız araştırmalara göre, lüks bir markanın ürünü, tüketicisine fizyolojik veya ekonomik bir yarar sağlamaktan çok psikolojik yarar sağlıyor. Örneğin 0,50 karatlık bir tek taşı alan müşterimiz ile 100 binlerce dolaralık 10 karat üstü tek taşı alan müşterimizin beklentisi aynı, kişi o özel anınında aldığı servisle kendisini “ayrıcalıklı” ve “pırlanta” gibi hissetmek istiyor.

Eski ve yeni nesil arasındaki farkı iyi okumak gerekli

“Günümüz toplumunda tüketim kültürü, özellikle gençlik tarafından, tüketim ürünlerinin ötesinde statü ve kimliği tanımlama biçimi olarak önem kazanıyor.” diyen Şükran Güzeliş; “ Artık neyi, nerede, nasıl tüketeceğini çok hızlı öğrenen bir nesil var. Tüketim konusunda bilinçlendirilmiş olan nesli “dünün tüketicisi” konumuna düşürmekten kaçınmak gerekir. Medya ve iletişim teknolojilerinin artan etkisiyle günümüz genç ve çocukları halihazırda ebeveynlerinin sahip olduğu bilgiye sahipler ve daha farklı deneyim arayışları içindeler. Aynı zamanda sosyal çevreye duyarlılar. Kullandıkları markaların da aynı duyarlılıkta olmasını bekliyorlar. Sosyal sorumluluk bilinci gelişmiş markalara daha çok ilgi duyuyorlar. Yine yaptığımız araştırmalara göre çok yönlü, hızlı düşünen, otoriteyi sorgulayan, açıklıktan yana olan gençleri, şimdiye kadar ki yapıları zorlayacak bir tüketici grubu olarak görmek doğru olur.”

Pırlanta: Aidiyet ve sadakatin sembolü

Zen Diamond yönetim kurulu üyesi Şükran Güzeliş pırlanta pazarı hakkında:”Daha önce de vurguladığım gibi lüks artık sadece en üst gelir grubundan değil, daha alt gruplardan da rağbet görüyor. Biz de Zen Diamond olarak müşterilerimize ulaşılabilir lüks sunuyoruz. Pırlanta ülkemiz için oldukça yeni sayılabilecek bir lüks ürün. Bu konudaki bilgi eksikliği güven unsurunu çok önemli kılıyor. Altın kültürünün egemen olduğu ülkemizde pırlanta, özellikle son 10-15 yıllık süreçte çeşitli pazarlama faaliyetleri ve reklamlarla bir çok duygusal deneyimin simgesi haline geldi. Bunların en başında evlilik ve aidiyet-sadakat deneyimi geliyor. Geçmiş dönemlerde Türk kültüründe pek alışılmamış olan evlilik-pırlanta ilişkisi, bugünün dünyasında bir olmazsa olmaz halini aldı. Bu sebeple Türkiye’de pırlanta denince akla ilk gelen ürün tektaş, hatta tektaş yüzük oluyor. Dolayısıyla biz de hedef kitlemizi  gibi çok geniş tutuyoruz. Bazı ürünlerimiz ve koleksiyonlarımızla en üst gelir grubuna seslenirken, ağırlıklı olarak üste yakın, üst-orta gelir grubu bizim müşterimiz” dedi..

Yorum yapın