Cinsiyetçi reklamlara ters köşe yapan kampanya: “Erkekleri giydirmiyoruz”

Kadınların reklam kampanyalarında üstlendikleri roller pek çok kez tartışma konusu olmuş ve kadınların “cinsel obje” olarak kullanılması/ metalaştırılması eleştirilmiştir. Ancak, bu kez cinsiyetçi temasıyla tepki çeken kampanya: ” erkekleri giydirmiyoruz “, erkekleri “metalaştırdığı” için eleştirilere konu oluyor. Bugüne kadar karşımıza çıkan cinsiyetçi reklamlara “ters köşe” niteliğinde olan kampanyaya sahip çıkıp destekleyenler varken, “metalaşan” erkekler olsa bile cinsiyetçiliği desteklediği için sert bir şekilde karşı çıkanlar da var. 

Suistudio adlı kadın giyim markası “ Erkekleri Giydirmiyoruz” adlı kampanyasıyla cinsiyetçi reklam tartışmalarına yeni bir konu başlığı ekledi: Erkeğin Metalaşması. Kampanya reklam dünyasında yer alan cinsiyetçi yaklaşımlara “kadın gözü” ile bakmayı amaçlıyor. Afişlerinde güçlü, kendine güvenen kadın figürü ön plandayken, erkek mankenler çıplak ve arka planda yer alıyor. 12 Ekim 2017 tarihli Daily Mail haberine göre Suitstudio’nun kurucusu, Fokke de Jong “kampanyanın cinsiyetçi kalıplara karşı çıktığını ve reklamın, kadınlara uygulanan yanlış dayatmalara vurgu yaptığını” söylüyor.

Kampanyaya sosyal medyadan gelen tepkilere bakıldığında iki zıt görüş karşımıza çıkıyor. Bazı çevreler, bugüne kadar hiçbir markanın cinsiyetçiliğe dikkat çekmek için bu kadar cesur yaklaşamadığını düşünüyor. Bazıları ise cinsiyetçiliğin her türlüsüne karşı çıkılması gerektiğini savunuyor. Diğer bir deyişle, erkeğin metalaşmasının da bir cinsiyetçilik örneği olduğunun ve cinsiyet eşitliğini savunan bir kişinin bu uygulamaya da tepki vermesi gerektiği düşünülüyor.

Fokke de Jong’un kurucusu olduğu Suitstudio’nun “erkekleri giydirmiyoruz” adlı kampanyası her ne kadar cinsiyetçilik tartışmalarına farklı bir bakış açısı katsa da, Jong’un erkek giyim için yarattığı diğer markası “SuitSupply” da geçtiğimiz yıllarda cinsiyetçilik eleştirileriyle karşı karşıya kalmıştı. Bugün erkekleri kullanarak kadının metalaşmasına dikkat çekmek isteyen markayı desteklemeden önce, geçmiş kampanyalarından haberdar olmakta fayda var.

SuitSupply ilkbahar/yaz tanıtımı (2014):

Bugüne kadar en çok tepki çeken reklamlardan biri olan ve cinsiyetçilikle suçlanan kampanya afişlerinde, SuitSupply markalı takım elbisesini giyen bir erkek ve çevresinde çok sayıda üstsüz kadın manken yer alıyor. Reklamın tepki çekmesi üzerine, aynı fotoğraflar kadın mankenlerin bikini üstlerini giymesi ile tekrar çekiliyor. O dönemde SuitSupply markasının karşı karşıya kaldığı başlıca eleştiri “neden bir takım elbise markasının kadın mankene erkek mankenlerden daha çok yer verdiği” olmuştu.

SuitSupply “Toy Boy” kampanyası (2016):

Çok değil sadece bir sene önce yaptığı kampanya ile yine markasını savunmak zorunda kalan SuitSupply CEO’su Fokke de Jong, Huffington Post’a “reklamın yanlış anlaşıldığını ve afişlerde herhangi bir cinsiyetçi unsur göremediğini” belirtmişti. Hatta “erkekleri oyuncak bebek boyutunda kullanarak onları kadınlar için birer oyuncak haline getirdiklerini” söylemesi erkeklerin de tepkisini çekmişti. Gelgelelim, bu açıklaması kamuoyunu daha da kızdırarak tartışmaların artmasına sebep oldu. Afişlerde erkek mankenlerin oyuncak bebek boyutunda olması ve kadın bedenlerinin yakın çekim ile ön plana çıkarılması markaya düşmanlığı çoğalttı.

Özetlemek gerekirse, son kampanyasında “erkekleri metalaştırarak” cinsiyetçiliği eleştirmeyi amaçlayan markanın kadınları metalaştıran önceki kampanyaları göz önünde bulundurulduğunda bu amacına ne kadar sadık kaldığı bir diğer tartışma konusu oluyor. Ayrıca, kadın cinsiyetçiliği ile savaşmak için seçtiği yolun yine bir başka türü olan erkek cinsiyetçiliğine yol açması da göz önünde bulundurulması gereken bir çelişki. Ortalama beş sene gibi bir zaman diliminde markanın yaptığı çoğu kampanyada sürekli cinsiyetçilikle kendinden söz ettirmesi acaba kasıtlı kampanya stratejisi mi sorusunu akıllara getiriyor.

KAYNAKLAR:

http://www.dailymail.co.uk

http://www.huffingtonpost.co.uk

 

 

Kaydet

Kaydet