Anneannemin yılda on dört maaşı o-la-cak!..

Sanırım reklamlar günlük hayatımızdaki ilk satın alma kararlarını oldukça fazla etkiliyor!..

Mesela ben saçlarımın ahenkle dans etmesini, yüzümde yavaş yavaş oluşmaya başlayan kırışıklıkların kremimi sürdüm mü iki saat içerisinde düzelmesini, yıkadığım çamaşırların kutup beyazı olmasını, pvc pencere doğraması yaptırdığımda denize nazır meditasyon yapabilmeyi ve elbette anneanneme, babaanneme yılda 14 maaş verilmesini çok isterim…

İstiyorsam yapmam gereken şey onları satın almak. Reklamda bana sunulan vaadi test etmek ürün veya hizmeti satın aldıktan sonra çok kolay. Sürerim kremimi, yaptırırım doğramamı, yıkarım saçlarımı…

Vaat edilenle yaşadığım deneyim birbiriyle örtüşmüyorsa bir daha o ürün veya hizmeti kesinlikle almam!

Bu tepki günümüzün standart tüketici tepkisidir; mesajı alır, satın alma kararı verir, deneyimler, sonuçtan memnun olursa almaya devam eder, değilse bir daha asla o ürün ya da hizmeti satın almaz/kullanmaz. Çünkü o firma/marka tarafından kandırıldığını düşünmektedir. Eskiden olsa alırdı belki, ama bugün asla almaz!

İşte reklam böyle bir şey; satışlarımızın artmasına yardımcı olan en önemli silah! Yalnız burada çok hassas bir nokta var. Reklam iyi, güzel, satışlarımızın artmasına yardımcı oluyor da, acaba reklam yapınca başarılı bir pazarlama yapmış oluyor muyuz? Sadece reklamla faaliyet gösterdiğimiz pazarda kalıcı bir pazarlama başarısı elde edebiliyor muyuz?

Reklamlarda belli kurallar çerçevesinde dilediğinizi söyleyebilirsiniz. (Zaten ağzı olan konuşmuyor mu?) Ancak söyledikleriniz; ürün/hizmetinizin içeriği, üretim süreciniz ve üretim kaliteniz, firmanızın insan profili, kurum kültürünüz, finansal imkanlarınız, pazarlama hedefleriniz, yaşadığınız çevre ve toplumla ne kadar uyumlu? Reklamda ortaya attığınız iddiaları, müşteri için yarattığınızı söylediğiniz değeri mevcut içsel ve dışsal koşullarınızla gerçekten yerine getirebiliyor musunuz? Bu soruların çoğuna olumsuz yanıt veriyorsanız, reklam ancak çok kısa süreli satışlarınızın artmasını sağlayabilir.

Yukarıda sıraladığım sorular elbette “veririm reklamımı satarım malımı” diyen kolaycı pazarlama zihniyeti için oldukça can sıkıcı! Ancak; objektif ve dürüst, yaratıcı, kararlı, inatçı, azimli ve sabırlı, yani özüyle de sözüyle de bir olup faaliyet gösterdiğiniz pazarda başarı hikayelerinin kahramanları olmaya değmez mi?

O halde;
Sadece söyleme, y-a-p!..