2017’nin en iyi 10 iş fikri ve fırsatı

Dünyanın dört bir yanından yeni girişimcilik ve iş fikirleri derleyen Springwise, Ocak ayının başında 2017 için öne çıkan iş fikirleriyle ilgili bir derleme yayınlamıştı. Adet olduğu üzere her yıl Springwise’ın yıllık tahminlerine burada yer veriyoruz. Bu yıl bir iki hafta geç kalmakla birlikte yine geleneğimizi bozmayalım ve 2017’de öne çıkacak en iyi 10 iş fikri ve inovasyonunu paylaşalım.

1- Blockchain teknolojisiyle yeşil enerji kullanımı

Hatırlayacağınız gibi, ilk aşamada internetin sanal para birimi Bitcoin için geliştirilen Blockchain, şifrelenmiş, işlem takibi sağlayan, dağıtılmış veri tabanı olarak tanımlanıyor. İşlemleri takip edilebilen ama kırılamayan Blockchain teknolojisiyle bir merkeze bağlı olmadan örneğin iki kişi arasında noktadan noktaya çok düşük maliyetlerle ödeme gerçekleştirilebiliyor. Blockchain’in bu özelliği şimdi de kişiler arasında yeşil enerji alışverişi için kullanılmaya başlandı. Avustralya’da Power Ledger adlı şirket, ihtiyacının üstünde yenilenebilir enerji üretenlerin bu fazlayı tüketicilere doğrudan satmalarını sağlamak için Blockchain teknolojisini kullanıyor. Böylece güneş paneli veya rüzgar türbiniyle kendi enerjisini üretenler, ürettikleri enerjinin fazlasını ihtiyacı olanlara satıp kazancını artırırken tüketiciler de çok daha düşük maliyetle elektrik enerjisi kullanabilecek.

2- Sürücüsüz araçlara yönelik ürünler

Bu yıl, sürücüsüz arabalar gibi tam otomasyona dayalı sistemlerin yaygınlaştığı yılların başlangıcı olacak. Şoförsüz otomobiller ve benzerleri aynı zamanda çeşitli girişim fırsatları da doğuruyor. Örneğin araçlar hareket halindeyken üretkenlik veya eğlence sunan araç içi ürünler tasarlanıyor. Geçen yıl Belçika’da sürücüsüz servis araçlarının hareketli ofislere dönüştürüldüğüne tanık olduk. Şimdi de merkezi İngiltere’de bulunan Adrian Flux adlı sigorta şirketi, sürücüsüz araç sahiplerini kaygılandıran yazılım ve donanım hatalarına karşı sigorta paketleri satmaya başladı.

3- Yaşam kalitesini artıran giyilebilir teknoloji ürünleri

2017’den sonra giyilebilir teknoloji ürünlerinin yalnızca adım, kalp atışı, tansiyon vb. ölçüm işlerine yaramadığını daha çok göreceğiz. Giyilebilir ürünler bir taraftan da yaşam kalitesini artırmaya başlayacak. Bu ürünler geliştikçe, kullanıcıları fiziksel olarak daha iyi bir konuma getirecek veya daha iyi alışkanlıklar kazandıracak ürünleri daha fazla hayatımızda göreceğiz. Örneğin Avustralya’da Prof. Leon Lack’in uyku üzerine yaptığı çalışmalar sonucunda geliştirilen ve Thim adı verilen yüzük bunlardan biri. Thim, uyku sırasında belirli aralıklarla yaydığı titreşimle uyandırdığı kullanıcının uyku kalitesini önemli ölçüde artırıyor.

4- Yaratıcı endüstrilerde yapay zeka yaygınlaşacak

Sanayide robot kullanımı mavi yakalıların istihdamını nasıl derinden etkilediyse yapay zeka kullanımı da beyaz yakalıların işgücü piyasasını etkilemeye başlayacak. Örneğin tıpta teşhis konusunda yardımcı olacak robotlar ve salgınları öngörmek için kullanılan yazılımlar geçen yıl kullanılmaya başlandı. Benzer gelişmeler reklam sektöründe de yaşanıyor.

Küresel reklam ve pazarlama ajansı McCann’in Japonya ofisi için geliştirilen ve AI-CD adı verilen yaratıcı yapay zeka robotu, yeni kampanyalara yön vermeye hazırlanıyor. AI-CD, insanların yapabileceğinden çok daha fazla tarihsel veriyi işliyor, kampanyayı değerlendiriyor ve yeni kampanyaları şekillendirecek fikirler ortaya atabiliyor. McCann Japonya CEO’su Yasuyuki Katagi, “Yaratıcı yönetmen” unvanını alan AI-CD’nın ekipten biri olduğunu ve çalışanlarla rekabet etmek yerine onları yüzde yüz destekleyeceğini söylüyor.

5- Çevrimiçi derecelendirmeler toplam itibar puanına dönüşüyor

Online dünyada kullanıcılar hakkındaki değerlendirmelerin ayrı ayrı çevrimiçi platformlarda kullanıldığını biliyoruz. E-Bay, Alibaba, Gitti Gidiyor, Sahibinden, N11 gibi pek çok ticaret sitesinde, AirBNB, BlaBla Car gibi paylaşım platformlarındaki puanlama her kullanıcı için bir güven/itibar derecesi sağlıyor. Ancak bütün dereceler her platformun kendisine özel ve her yerde sıfırdan başlamak gerekiyor. Danimarka’da geliştirilen Deemly adlı uygulama, kullanıcıların tüm puanlarını tek bir güvenilir, paylaşılabilir güvenilirlik derecesine dönüşmesine olanak sağlıyor. Bunun için kullanıcının Deemly’de bir hesap oluşturması diğer platformlardaki verilerini buraya bağlaması yeterli oluyor.

Geliştirilen algoritma sayesinde kullanıcıların değişik platformlardaki puanlamaları 1-100 arasında bir skora dönüştürülüyor. Bu ve benzeri sistemlerin gelecekte, iş başvurusu, bankacılık hatta arkadaşlık sitelerinde kullanılabileceği düşünülüyor.

6- Drone pilotu olan engelliler

Önümüzdeki yıl, drone olarak adlandırılan insansız hava araçlarını kullanarak dünyayı daha iyi bir yer haline getirecek bir dizi yenilik bekleniyor. Engelli bireylerin artırılmış gerçeklik yazılımları aracılığıyla drone kullanarak pilotluk deneyimi yaşamaları bunlardan biri. Dijital ajans Kindai ile Fransa’da engellilerin sosyal ve profesyonel katılımının artırılması için çalışan LADAPT adlı kuruluşun işbirliğiyle ortaya çıkan HandiDrone, drone kullanımını kişilerin engelleriyle uyumlu hale getiriyor. Böylece engelli bireyler sanal gerçeklik gözlükleri aracılığıyla rahatlıkla drone kullanabiliyor. Projede kullanılan uçaklar mevcut modellerden uyarlanıyor ve LADAPT düşük bütçeli drone değişikliklerini teşvik ederek bu deneyimin daha çok sayıda ve daha değişik engelleri olan kişilere de sunulabilmesi için çalışıyor.

7- Büyük veri kullanarak dava sonuçlarını tahmin etmek

Yapay zeka ile birlikte büyük veri, 2017’de verimlilik ve işgücü piyasası üzerinde derin etkiler yaratmaya devam edecek. Predictice, avukatlara ticari ve sosyal uyuşmazlıkların olası sonuçlarıyla ilgili geçmiş kararları analiz ederek istatistik veriler sağlayan bir yazılım. Kısaca yargı içtihatlarıyla ilgili makine öğrenme tekniklerini kullanan bir başlangıç sayılabilir. Dünyanın en büyük hukuk bürosu olan Dentons, geçmiş mahkeme kararlarına dayanarak davanın olası seyrini, maliyetini, uzunluğunu ve sonucunu öngörmeye yardımcı olacak yazılımlar geliştirme konusunda bir Fransız startup firmasıyla birlikte çalışıyor. Dentons’un İnovasyon Müdürü Marie Bernard geliştirdikleri sistemin, davaların seyrini değiştirmekten, riske göre fiyat belirlemeye kadar pek çok alanda kullanılabildiğini söylüyor.

8- Haberlerde sanal gerçeklik kullanıımı

Medyanın geleceği belirsizliğini koruyor ve haberciler sürekli yeni sunum teknikleri üzerine kafa yoruyor. Haberciler için geliştirilen yeni platform Emblematic, haberlerin sanal gerçeklik simülasyonuyla sunulmasına olanak veriyor. Platform, izleyicilerin doğal veya insan kaynaklı felaketlerin içinde bulunan insanlarla daha fazla empati kurmalarına yardımcı olmak için tasarlandı. Şirketin CEO’su olan eski gazeteci Nonny de la Peña, haberlerin sanal gerçeklikle üretiminin gazeteciliğin bir sonraki aşaması olacağını söylüyor. Daha önce The New York Times, Google ve El Cezire Amerika gibi medya kuruluşlarıyla işbirliği yapan Emblematic, 2016’da Frontline ile ortaklaşa bir dizi sanal gerçeklik belgeseli üretimi ve sanal gerçeklik gazeteciliği için uygulamalar geliştirmek amacıyla Knight Vakfından destek aldı. Emblematic’in yapımları arasında bir mahallede işlenen cinayetten, Suriye iç savaşına kadar değişik projeler bulunuyor.

9- Güneş enerjisiyle çalışan ve sivrisinekleri yok eden sokak aydınlatmaları

Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da bulunan Malaya Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önlemek için sivrisinekleri insan kokusu kullanarak çeken ve tutan, rüzgar ve güneş enerjisi ile çalışan sokak lambaları geliştirdi. Sivrisinek popülasyonunu sınırlamak Malezya gibi tropik bölgelerde, bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önlemenin etkili bir yolu. Geliştirilen akıllı dış mekan LED lambaları, UV ışığı ve karbondioksit aracılığıyla yapay insan kokusu üreterek sivrisinekleri kendine çekiyor ve yok ediyor. Malezya’nın yer aldığı bölgede görülen ve sivrisineklerin taşıdığı “Dang Humması” hastalığının yayılmasını önlemek için geliştirilen sokak lambaları, elektrik altyapısı olmayan alanlarda da kolaylıkla kullanılabiliyor.

10- Amazon Go Amazon’un en yeni perakende girişimi

Amazon Go, 2016’nın son aylarında faaliyete geçti. Fiziksel mağaza deneyimini dijital alışveriş sepetinin hızıyla birleştiren çeşitli uygulamalar zaten daha önce ortaya çıkmıştı. Apple cüzdan ödemesi veya banka kartıyla self servis ödeme yapılması, akıllı alışveriş çantaları, QR kodları, ürünleri radyo dalgalarıyla (RFID) algılayan akıllı market arabaları ve benzerleri… Ancak Amazon, daha etkili bir çözüm üretti ve görüntü tanıma teknolojileri kullanarak müşterilerin alışveriş sonrası kasaya uğramadan çıkabildikleri bir marketi hayata geçirdi.

Sözü edilen iş fikirleriyle ilgili daha detaylı bilgi için: springwise.com adresini ziyaret edebilirsiniz